Peygamberler ve Alimler
 Webmaster Forumu | forum.websitem.biz | Sosyal Ortam | Dini Bilgiler | Peygamberler ve Alimler
Mesaj icon Konu: Seyyid Abdullah Dehlevi Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Yazar Mesaj
Uğurcan
Moderatör
Moderatör
Simge
Dini Bilgiler Kategorisi Moderatörü

Kayıt Tarihi: 12-Temmuz-2012
Gönderilenler: 359

Tesekkür: 0
Rep: 0

Hak Puan : 0
Kidem : 5
OrtalamaHak : % 0
Itibar :0

Aktiflik
46%
Seviye
90%
Deneyim
60%
Alıntı Uğurcan Cevaplabullet Konu: Seyyid Abdullah Dehlevi
    Gönderim Zamanı: 12-Temmuz-2012 Saat 15:55

Seyyid Abdullah Dehlevi

Seyyid Abdullah Dehlevi hazretleri, Silsile-i aliyyenin yirmi sekizincisidir. 1745 yılında Hindistan'ın Pencab şehrinde doğdu. 1824’de Delhi'de vefat etti. Kabri Şâhcihân camii yakınındaki dergahındadır.

Babası, Abdullatif efendi âlim, salih ve zahid bir zat idi. Bir gün rüyasında Hazret-i Ali ona:"Allahü teâlâ sana bir oğul ihsan edecek, o büyük bir zat olacak. Ona bizim ismimizi koyarsın" dedi.
Resulullah efendimiz de evliyadan bir zat olan amcasına rüyasında, doğacak çocuğa Abdullah isminin verilmesini emretti. Çocuk doğduğunda, ismini babası, Ali, amcası Abdullah koydu. Abdullah-ı Dehlevi hazretleri, altı yaşına gelince, Hazret-i Ali'ye karşı sevgi ve edebinden kendisine Ali denmesini istemeyip Ali'nin hizmetçisi manasına gelen Gulam Ali dedi ve bu isimle tanındı.

Allah vergisi çok üstün bir zekaya sahipti. Kur'an-ı kerimi kısa zamanda ezberledi. Dini ilimleri ve zamanının fen ilimlerini öğrendi.

Mazhar-ı Can-ı Canan hazretlerinin huzuruna varıp, kendisini talebeliğe kabul buyurmasını istedi. O da: "Sen hoşlandığın bir yere git. Bizim yolumuz, tuzsuz taşı yalamak gibidir" buyurdu. "Ben her şeye razıyım efendim" dedi. "Mübarek olsun" buyurup talebeliğe kabul edildi. Abdullah-ı Dehlevi hazretleri, 15 yıl sohbetiyle şereflendi. Evliyalıkta yüksek derecelere kavuşunca, mutlak icazet alıp, halifesi oldu.

Abdullah-ı Dehlevi hazretleri buyurdu ki:
Talebe, sadık olan talip demektir. Allahü teâlânın sevgisi ile ve Onun sevgisine kavuşmak arzusu ile yanmaktadır. Bilmediği, anlayamadığı bir aşk ile şaşkın haldedir. Uykusu kaçar, göz yaşları dinmez. İşlediği günahlarından utanarak başını kaldıramaz. Her işinde Allah’tan korkar, titrer, Allahü teâlânın sevgisine kavuşturacak işleri yapmak için çırpınır. Her işinde sabreder. Her geçimsizlikte, sıkıntıda kusuru kendisinde görür. Her nefeste Rabbini düşünür. Gaflet ile yaşamaz. Kimseyle münakaşa etmez. Bir kalbi incitmekten korkar. Kalbleri Allahü teâlânın evi bilir. Eshab-ı kiram hakkında hayır konuşur ve isimleri anıldığında "radıyallahü anhüm" der. Hepsinin iyi olduğunu söyler. Peygamber efendimiz, Eshab-ı kiram arasında olan şeyleri konuşmamayı emir buyurdu. Salih müslüman, bunları konuşmaz, yazmaz ve okumaz. Böylece, o büyüklere karşı bir edepsizlikte bulunmaktan kendini korur. O büyükleri sevmek, Allah’ın Resulünü sevmenin alametidir. Kendi bilgisi, kendi görüşü ile evliyayı kiramı, birbirinden aşağı ve yukarı diye ayırmaz. Birinin, daha yüksek, daha üstün olduğu ancak âyet-i kerime, hadis-i şerif ve Sahabe-i kiramın sözbirliği ile anlaşılır. Muhabbet sarhoşluğu ile başka türlü söyleyenler mazurdur.
IP  Tesekkur Et
Yanıt Yaz Yeni Konu Gönder
Konuyu Yazdır Konuyu Yazdır

Forum Atla
Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme
Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma
Kapalı Forumda Cevapları Silme
Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme
Kapalı Forumda Anket Açma
Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma

Bulletin Board Software by Web Wiz Forums version 8.03